 |
verb | verb | to phrases
| |||
| betine gitmek; dertlenmek; düşünmek; fenasına gitmek; gamlanmak; gücenilmek; gücenmek; hatırı kalmak; incinmek; kederlenmek; perişan olmak; yeise bürünmek; yeise kapılmak; üzülmek (Natalya Rovina) | |||
| kararmak | |||
| göynümek; göyünmek | |||
| |||
| üzmek (Natalya Rovina); acı gelmek; fenasına gitmek; gönülünü yaralamak; gönül yıkmak; gücendirmek; hatırını kırmak (кого-л.); kalpini kırmak; perişan etmek; üzüntü vermek | |||
| eritmek; kırmak; komak (кого-л.); koymak (кого-л.) | |||
| огорчаться: 3 phrases in 2 subjects |
| General | 2 |
| Slang | 1 |